7 Eylül 2007 Cuma

Sith'ler yetişirken

İlkerle yeni olayımız distribütördeki focus cihazıyla...

Bi dakka, bi dakka, cümleyi yarıda kesmek zorundayım, çünkü bu projeksiyon cihazına benden başka focus diyen var mı merak ediyorum şu koca ülkede :) Kesin vardır. Focus demek odak demek, nereye odaklanıyorsun da deniz birader, görüntüyü ekrana yansıtan cihaza, bazı zamanlar cihazını da atarak sadece "focus" diyosun :P

Millet olarak hakikaten inanılmaz bi milletiz, herhangi bir şeye istediğimiz yakıştırmayı yapabiliriz özgürce, ben de bu rahatlığımıza oldum olası bayıldım. Çok seviyorum ülkemi çünkü bu kadar orjinalliği başka bir diyarda bulamayacağımı çok iyi biliyorum.

Geçenlerde Rock n Coke alanında sordu İlker, "Ayranla votka içen kaç yurdum insanı vardır?" Yani bu soru karşısında donakaldım cevap veremedim, çünkü cidden vardır di mi, cidden bu kadar uçuğuz :)

Benim de sorularım var, mesela Kokoreç'i dünyada geliştiren bi millet olmamız tesadüf mü ? Kesinlikle değil, bu tür işler bizim işimiz. Bu kokoreç o kadar bizden bi durumdur ki, bi İzmir akşamı arkadaşlardan biri, yanında kız arkadaşı varken şaşırıp Kokoreççi amcaya dönerek :

"Aşkım bir yarım alabilir miyim?" diye sormuştur. Yani o kadar yüreğindedir o benim hiç bir zaman sevemeyeceğim besin, Kokoreççi amca da dönüp "Hemen aşkım" diye karşılık vermiştir, İşte ben yurdum insanının bu güzelliklerine hastayım.

Yurdum üniversite öğrencisi mesela, dolmuşta arka koltuktaysa, ve eli cüzdana attığında hiç bozuk bulamazsa içini dert tasa kaplar neden mi ? Çünkü dolmuşçuların sağı solu hiç belli olmaz. Dolmuş hareketinden beş dakika ya geçer ya geçmez gevrek bi sesle "Evettt var mı ücretini gönderemeyen?" diyen bu amcalar ya da abiler hadi olmadı kardeşler, siz ona 20 YTL yollarsanız en arkadan, unutmuşçasına yarım saat yollamazlar para üstünü. Umursamazca bakarlar aynadan, en arkada kilitlenirsiniz ama diyemezsiniz ki benim bi 20 vardı. Farzedelim Taksim-Ziverbey dolmuşundasınız geri alacağınız 15 melyon 250 bin lira gözünüzde büyür. Ama siz geçiktirirseniz dolmuşçu hemen patlatır "Evet,ücretini gönderemeyen" :) Abi neden gönderemeyeyim gözünün yağını yiyim :)

Mesela bi Türk çizer, bi karikatür çizerken iki fransızı şu şekilde hayal edip, bunu kağıda dökebilir.. Ve bu karikatürleri yine ancak biz çizer, bunlara yine ancak biz koparız :)

Neyse ne diyodum, ha İlker'le yeni olayımız Distribütörde sabahları sunum için kullandığımız projeksiyon cihazını duvara yansıtıp film aktivitelerine sarmak. İlk gösterimi perşembe akşamı gerçekleştirdik ve Star Wars şölenine başladık. Biz iki star wars manyağı, iki Sith lordu, sevgili Aslı'ya bu seriyi enjekte etmeye başladık. İlk filmin sıkıcılığına, bnm 80 bin kere izlenip bozulan dvd'ime rağmen iyi bi hava yakaladık.

Artık "Sith Lord"ları olarak bir "Apprentice"e sahibiz.

Yazımı Darth Revan adlı bir Sith Lord'unun Jedi'lara söylemiş olduğu bir cümleyle noktalamak istiyorum : "They shall join us... or consumed by us"

Sith'ler ne manyak adamlardır ( bu arada bilmeyenler için en ünlüsü Darth Vader ), consume da ne güzel bi kelimedir, güzel dil ingilizcenin ekstra estetik bi kelimesidir.

Sevgiyle Kalın :)

3 yorum:

İlkeR dedi ki...

At last we will reveal ourselves to the Jedi, at last we will have revenge...

asli dedi ki...

:) Apprentice kulağı geçer yannız söyliyim :) mutluyum mesudum arayı uzatmayalım ama çok o focus makinası tekrar alınsın en kısa zamanda!
Uysal insanım bilinçsiz consumptiondan korkarım:)

Darius dedi ki...

sevgili aslı,

üçüncü film bittiği an diz çöküp ilkerin salonunda,

karşında duran ilkerle bana,

"I pledge myself to your teachings" diyeceksin :)

nasıl mı bu kadar emin olabiliyorum bu sahnenin yaşanacağından onu da şöyle açıklıyım :

"Dark Side of the Force is a pathway to many abilities some considered to be unnatural"

:)