24 Eylül 2007 Pazartesi

Puslu Kıtalar Atlası




"tui lucent oculi
sicut solis radii
sicut splendor fulguris
lucem donat tenebris" (*)

Düşlerim gerçek gibi geliyor bazen, mutlu mutlu gülümsüyorum ya da irkilerek uyanıyorum..Karabasanları bilir misiniz? Uykuda olduğunuzu bilirsiniz ya da değilsinizdir bilemezsiniz hiç bir şeyi.. Ama kaçamazsınız, yatakta kalırsınız.. Gözlerinizi açmaya çalıştıkça daha fazla kapanır.. Gariptir.. Hiçlik de çok garip..

Düşü ve gerçeği neyin ayırabileceğini ben bilmiyorum.. Şimdi harflere dokunurken belli belirsiz, belki de bir düşteyim.. Gittiğim yerleri, tanıdığım insanları geçiriyorum zihnimden, zihnim bir günlük sanki..

Doğaçlama yazmak istiyorum.. Öykülerimde olduğu gibi kurgular yapmadan.. Öykülerimde insanları düşlüyorum, yazılarımda var oluyorlar.. Sonrasında bırakıyorum ama onları bir köşeye, sizlerle paylaştıkça var olacaklar belki de.. Onlar benim düşüm, onların da düşü sizlersiniz..

Yazar İhsan Oktay Anar gibi mırıldanıyorum : "dünya bir düştür.evet, dünya...ah! evet, dünya bir masaldır"

(*) "senin karanlıktan uzak erdemli gözlerin güneşin ışıkları gibi parlıyor"

Hiç yorum yok: