15 Ağustos 2007 Çarşamba

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar

'Ne bir ses ne de haber gelmiyor artık senden'

Sezen'in El Gibi şarkısı böyle başlar, hepimizin bildiği gibi. Şarkının kalanına, anlattıklarına, boyutuna, duygusallığına falan hiç girmeyeceğim.

Beni bu şarkıya bu kadar bağlayan eski zamanlarda yaşayan sevgililerin birbirlerine ulaşma konusunda yaşadıkları güçlükler..

O zamanlar ne cep telefonu vardı, ne de msn..

Sevgili başka şehirdeyse eğer, mektuplar vardı.. Aynı şehirdeyse günler önceden sözleşip gidilen buluşmalar vardı..

Hasret çekilirdi, özlem olurdu.. Ara açılırsa böyle günün birinde ya da başka kötü şeyler yaşanırsa Sez'in yazdığı gibi ne ses gelirdi ne de haber..

Şimdinin absürd reklamlara sahip Türk Telekomu, o zamanlar PTT'ydi . Yani Posta-Telgraf-Telefon.. Bu günlerde vazgeçilmezimiz olan, enerjisi tükenip kapandığı an kendimizi boşlukta hissettiğimiz telefon anca üçüncü sıradan girebilirdi listelere..

Yıldırım Telgraf vardı mesela, adı çok komik ( Bana hep Sultan Beyazıd'ı hatırlatır ).. Diğer çeşitleri acele ve normal'di. Bu muhabbet de tamamen memur hızıyla ilgili olduğu için ayrıca efsanedir. "Halit yıldırım telgraf çekiyoruz, tıkla adamım uçur , hadi hızlı hızlı şeklinde" yaşanmış postane dialogları olasıdır :)

Mektup vardı sonra, arada sırada sanal e-mail'lerle kapatmaya çalışıyoruz yokluğunu ama nafile, alakası yok yani. Ben de pek mektup almadım şu kısa ömrümde, son aldığım mektup geçen sene askerde gelmişti annemle babamdan, zira kendilerinin de ilk mektubu olduğu için bana yazdıkları, inanılmaz dokunmuştu o an o sevgiyi okumak, ağlamıştım..

O yüzden yazıya dönmek istiyorum artık.. Blog'um değil kitabım, e-mail'im değil mektubum olsun istiyorum.. Çok mu şey istiyorum :) Aslında daha eski zamanlarını yaşamak istiyorum ülkemizin..Sabahattin Ali'nin yazdığı, yaşadığı çağları..

PS : Yukarıda alıntı yaptığım "El gibi" şarkısının ilk satırı Türkçemiz'de 'Ne... ne de' bağlacının yanlış kullanıldığı durumlardan biridir aslında söz "Ne bir ses ne de haber geliyor artık senden olmalıdır" :) ama bu yanlışlık sözün güzelliğini azaltıyor mu, aksine katlıyor efendim katlıyor..