14 Ekim 2007 Pazar

Impossible to forget, but hard to remember

claire : Now, would you quit trying to break up with me ? You are always triyin to break up with me and we are not even together.

drew : I know. Wait. We are not ?

claire : Of course we are not. we are the substitude people, remember ?

Elizabethtown'ı izlerken bu sahnede dvd'yi durdurmak zorunda kalmıştım. Etkilendiğim dialoglar içinde bu dialog "en çok" sıfatını kazanmıştı o anda. Bilmiyorum herkes yaşamış mıydı bu durumu ilişkilerinde, ama daha birlikte bile değilken karşınızdaki ayrılmak için çaba harcamamış mıydı hiç ?

Belki siz de yaratmıştınız böyle süreçleri. İtiraf etmek gerekirse ben iki durumu da yaşadım. Birlikte bile değilken bir kızdan ayrılmaya çalıştım, sonra da başka bir kız birlikte değilken benden ayrılmak için üstü kapalı çabalara kaptırdı kendini. Bence bu daha çok erkeğin yaşatabileceği bir ruh hali. Erkeksi bir özellik yani. Bir kız size bunu yaşatıyorsa bence erkeksi bir kızdır.Erkeksi kızlar nasıl olur, başka bir yazı konusu :)


İlişkilerde ad koyma adına hevesli olan kız değil midir ? Yoksa roller değişiyor mu ? Aslında değişiyor, binlerce yıllık alışkanlıkları bir kaç nesildir oldukça sarstık. Erkekler ya da kızlar olarak adlandırdığımız genellemelerin artık içi oldukça boş.

Ama insan canlısı yalnız da olsa, ilişkide de olsa kendini güvence altına alma psikolojisi içinde genellemelere başvuruyor. İşte bu noktada genelleme dışı karakterle karşılaşabileceğiniz kitaplar, filmler karşınıza çıkıyor. Elizabethtown'daki Claire de böyle bir karakter. Aşık olduğu adam Drew ara sıra şaşırtsa da izleyiciyi bütüne bakıldığında düz bir adam, Claire ise gerçekten sıradışı bir kadın.

Ama ikisinin de ortak özelliği "substitute people" olmaları. Bilmem ben de substitute bir adamım belki ama rahatsız mıyım bu halimden, hiç de değil. Önemli olan da insanın olduğu gibi davranması değil mi? Başkalarını överek, sürekli tribünlere oynayarak başkaları tarafından sevilen insanlardan sıkılmadık mı ? Sıkıldık..

Yazıyı Claire'in kendisi için yaptığı bir tanımla bitirelim : impossible to forget, but hard to remember.. Unutulması imkansız ama hatırlanılması zor bir adamım ben de :) Sevgiyle..

2 yorum:

Göz dedi ki...

Yazının başlığını görünce kısa düreli bir ebleme yaşadım. Zira bu cümle uzunca bir süredir msn'de kişisel iletimdi. (Filmi izlemem için ısrar eden sayın Çoban'ı ayrıca öperim)
Filmi izlememiş olup, substitute people nedir bilmeyenlere (bkz: substitute people for dummies) açıklama olabilecek bir diyalog geliyor benden:

Claire Colburn: You and I have a special talent, I saw it immediately.
Drew Baylor: Tell me.
Claire Colburn: We're the substitute people.
Drew Baylor: The substitute people..
Claire Colburn: I've been the substitute person my whole life. I'm not an Ellen. I never wanted to be an Ellen. And I'm not a Cindy either. Altough Chucks love me.
Drew Baylor: I'm sure they do.
Claire Colburn: I like being alone too much. I mean, I'm with a guy who's married to his academic career. I rarely see him. And I'm the substitute person there. I like it that way. It's a lot less pressure.

İlkeR dedi ki...

When Harry Met Sally ile bile karşılaştırılması olası bir film...İzlemeyen varsa mutlaka izlesin..Susan Sarandon'ın kocasını anlattığı performansa da dikkat..