Bu şehirle ilgili anlayamadığım durumlardan biri, haftasonları ha keza alışveriş merkezlerinden birine yolunuz düşerse otoparkında yer bulamamanızdır. Zaten kalabalıktan sıkılmıyor mu bu insanlar, neden bir de haftasonunu burada öldürüyorlar diye sorarım..
Bir başka haftasonu dramı da Anadolu-Avrupa sahil hattında yaşanır. Hele bir de hava güzelse, kafa dağıtma, yenilenme turu tam bir işkenceye dönüşür, insandan ve trafikten.. İnsandan ve insana dair ne varsa ondan nefret edersiniz vs vs..
Bu hallerden uzak kalmanın çaresi ise İstanbul dışına kaçmak diye klişeleşmiştir. Hayır sevgili okuyucu tek olasılığımız bu değil. İstanbul dışına çıkmadan İstanbul'dan kaçmak mümkün.
Bu haftasonu sevdiceğimin karadenizli olmasından sebep Beykoz ilçesine bağlı Kulindağ'daki dağ evi-restaurantına gittik. İstanbulu Atlas dergisi muhabiri gibi araştıran ve bize yeni mekanlar sunan İlker'e de buradan teşekkürlerimi iletiyorum. Rakılar içildi yine hoş sohbetler edildi ama en güzeli, karadeniz havası alındı, doğayla kucaklaşıldı, bünyeler kendine geldi. Bu şehrin çilesi anca böyle çekilir dostlar, sevgili yanıbaşındayken doğa ve rakıyla bütünleşerek..